Hayvan hakları ahlaki bir sorun olarak tarihten günümüze geçerliliğini sürdürmektedir.
Hayvanları bir canlı olarak görmek, insanlar gibi açlık ve susuzluk çektiklerini bilmek, tıpkı insanlar gibi acı hissettiklerini anlamak, mutlu olabildiklerinin farkına varmak yaşadığımız dünyanın bir gerçeğidir. Hayvanlara cansız birer eşya gibi davranamayız. Hayvanların yaşadığımız bu dünya için bir denge unsuru olduğunu da unutmamalıyız. Herhangi bir canlı türünde yaşanacak bir azalma besin zincirini bozacaktır. Bozulan besin zinciri dünya ekolojik sisteminin bozulmasına neden olacaktır.
Hayvan haklarında yaşanan en büyük problem, hayvanların maruz kaldığı saldırılardır. Saldırılara maruz kalınan hayvanların başında sokak hayvanları gelmektedir. Sokak hayvanları zehirlenerek, ateşli ve kesici silahlarla yaralanarak, aç ve susuz bırakılarak ve barınma alanlarından maruz bırakılarak yaşamlarını yitirmektedirler. Sokak hayvanları hayvan haklarının maruz kaldığı sorunların genelini kapsamasa da büyük bir bölümüne hitap etmektedir. Sokak hayvanlarının beslenme ve barınma problemleri karşılaştıkları en büyük problemler arasındadır. Bu sorunları sağlık ve tedavi sorunlarıyla insanlar tarafından maruz kaldıkları saldırılar izlemektedir. Özellikle sokak köpekleri ve sokaklarda yaşayan kediler insanların saldırılarına maruz kalan hayvanların başında gelmektedir. Sokaklarda yaşayan kedilerin ve köpeklerin bulaşıcı hastalıklara karşı aşılanmamaları da ayrı bir sorun olarak geçerliliğini sürdürmektedir. İnsanların sokak hayvanlarına saldırmalarının büyük bir sorun olması kadar sokak hayvanlarının da insanlara karşı saldırmaları da bir o kadar önemli bir sorundur. Son zamanlarda televizyonların haber bültenlerinde çokça karşılaştığımız sokak köpeklerinin çocuklar başta olmak üzere insanlara saldırmalarının önüne geçecek çözümler bulunmalıdır. Sokak hayvanlarına ait yaşam alanları tahsis edilmelidir. O yaşam alanlarında barınma, beslenme ve sağlık ihtiyaçları sağlanmalıdır. Sokak köpeklerinin başıboş gezmeleri birçok kazaya da davetiye çıkarmaktadır. Özellikle otoyollarda sokak köpeklerine çarpmak suretiyle ölümlü ve maddi hasarlı birçok kaza olmaktadır. Sokak köpeklerine ayrılacak yaşam alanları ile birlikte bu tür kazanlarında önlenebileceğini düşünüyorum.
Hayvan hakları konusunda sorun teşkil eden önemli bir konu da petshoplarda satılan hayvanların durumudur. Kafes hayvanı dediğimiz kuş türlerinin ve kedi, köpek gibi hayvanların satışının yapıldığı işletmelerde hayvanlar çok kötü şartlarda satışa sunulmaktadır. Bu konuyla ilgili her ne kadar mevzuatlar uygulamada olsa da yeterli düzeyde değildir. Kafes kuşları, kedi, köpek ve tavşan gibi hayvanların satışının yapıldığı yerlerde hayvanların yaşam alanlarının iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu tür işletmeler, metrekare olarak daha geniş ve havadar yerler olmalıdır.
Av hayvanlarının av zamanlarına riayet edilmesi ve ne kadar hayvanın avlanılması konusunda da yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır. Avcılara karşı caydırıcı yeni cezalar getirilmelidir. Özellikle nesli tükenmekte olan hayvanların avlanılmaması önem taşımaktadır. Doğum zamanları yaklaşmış ve yavrulamış hayvanların avlanılmaması kuralına herkesin uyması gerekmektedir.
Büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvan yetiştiriciliği için inek, koyun ve tavuk gibi hayvanların maruz kaldığı birçok şiddet bulunmaktadır. Hayvanların sopa ve benzeri şeylerle darp edilmesi, yeteri kadar beslenememesi, gebe olan hayvanların kesime gönderilmesi gibi birçok sorun yaşanmaktadır. Köpek, kedi, eşek gibi hayvanlarla işi biten yetiştiriciler bu hayvanları sokağa başıboş bırakmaktadırlar. Bu tür davranışlar her şeyden önce etiğe sığmayan, erdemli sayılmayacak ve ahlaki olmayan davranışlardır.
Buna benzer daha birçok hayvanın bilimsel deneylerde kullanılmaları, kozmetik sektörüne denek olmaları, sırf spor ve eğlence için ve etinden ya da derisinden faydalanmak için öldürülmeleri gibi birçok saldırılara ve işkencelere maruz kalmaktadırlar.
Hayvan haklarını korumak için 1978 yılında Paris’te Birleşmiş Milletler UNESCO merkezinde Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi okunarak kabul edilmiştir. Ülkemizde de 2004 yılında hayvan hakları yasal hale getirilmiştir. Yine ülkemizde 2021 yılında çıkan bir yasal düzenleme ile hayvanlara yönelik işkence, kötü davranış ve buna benzer birçok konu suç kapsamına alınarak ceza gerektiren müeyyideler getirilmiştir. Her ne kadar bu tür yasal düzenlemeler olsa da önemli olan bu yasal düzenlemelerin uygulanmasıdır.
Hayvanların bizler gibi nefes alan acıkan, susayan, acı çeken ve mutlu olabilen canlılar olduğunu unutmadan insanlığa yakışır şekilde hayvanlara muamele etmeliyiz.
Son söz: “Her kim aç bir hayvanı beslerse, aynı zamanda ruhunu besler.” Charlie Chaplin