Bütün insanlar bir anne babadan çoğalmışlardır. İnsanlar, insanlık sıfatlarında eşittirler. Firavun da, Musa aleyhisselam gibi bir insandır. Ama aralarında büyük farklar vardır. Fark, her şeyi yoktan var eden Allahü telaya iman edip itaat etmekte. Fark, insanı insan yapan gönülde, ruhta.
İmansızlık, korkunç bir hastalıktır. Allah’tan korkmayan, her şey yapabilir. Bu yüzden atalarımız: “Kork Allahtan korkmayandan.” demişlerdir. Kafirlerin kalplerinde ve ruhlarında hastalık vardır. Bütün zulümlerinin kaynağı, bu imansızlık hastalığıdır. Tarih boyunca zalimler mazlumlara devamlı saldırmışlardır. Nice peygamberler şehit edilmiştir. İbrahim aleyhisselam diri diri ateşe atılmıştır. Yahudiler Zekeriya aleyhisselamı testereyle keserek şehit ettiler. Peygamber efendimiz, ne işkenceler gördü. Bugünkü kefere zulmü ne ilktir, ne de son olacaktır. Lakin Allahü Teala zalime mühlet verse de, asla ihmal etmez. Yarına bırakır, ama yanına bırakmaz. Tarih sayfaları, azgın kavimlerin feci sonlarıyla doludur. Her şey en ince yerinden, zulüm ise en kalın yerinden kopar. Mazlum ile Allahu Teala arasında perde yoktur. Gün gelir bir sivrisinekle Nemrut'u devirir, gün gelir küçücük Ebabil kuşlarıyla Fil Ordusu'nu helak eder. Bir gün elbette bir aslan çıkagelir, zalimlerin demir kubbelerini başlarına geçirir.
Kur’an-ı kerimde maide suresi 82. Ayette, Müslümanlara en şiddetli düşmanlık edenlerin Yahudi ve müşriklerin olduğu, Al-i İmran 183. ayette de Yahudilerin birçok peygamberi öldürdükleri, Nisa suresi 157. ayette İsa aleyhisselamı öldürmek istedikleri, ancak başaramadıkları, Bakara suresi 88. ayette ise kafirlikleri yüzünden Allahu telalanın onlara lanet ettiği bildirilmektedir. Maide suresi 51. ayette biz Müslümanlara: “Ey mü’minler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur, sizden kim onları dost edinirse, o da onlardandır...” buyurulmaktadır. İşte Filistin’de, kameralar önünde çoluk çocuk demeden, bir avuç savunmasız Müslüman halkı öldürmek için, bütün Yahudi ve Hristiyanların nasıl hayasızca iş birliği ettiklerini işte görüyorsunuz.
İsrail oğulları hazreti Yakup aleyhisselamın oğullarıdır. Yakup aleyhisselamın bir adı da İsrail idi. İsrail, Allah’ın kulu(Abdullah) demektir. İsrail oğullarının kendi kardeşleri olan güzeller güzeli Hazreti Yusuf’a kastetmeleri tarihin en ibretli hadisesidir. Düşünün acımasızlık, gaddarlık, yalan, iftira, kin nefret ne ararsan bu kavimde adeta genetik miras halini almış. Öz babaları olan Yakup aleyhisselam, Yusuf’un hasreti ile gözlerini kaybettiği halde, on kardeşin hepsi yıllarca üç maymunu oynadılar. Yahudiler fesat ve bozgunculuklarından dolayı tarih boyunca ne kendileri rahat edebilmiş, ne de aleme huzur vermişlerdir. Bugün de yaptıkları vahşetlerle dünyayı kan ve gözyaşına boğmaktadırlar. Bu kavmin bütün tarihi geçmişi, hatıraları, dini metinleri, efsaneleri acı, gözyaşı, kan ve intikam ile yoğrulmuştur. Tarih boyunca yaşadıkları acıları ve binlerce yıldır biriktirdikleri öfkeyi bir avuç savunmasız masumun üzerine kusmaktadırlar.
Kin ve nefret İsrailli yetkililerin resmen akıllarını örtmüştür. İnsan olduklarını unutmuş, kana susamış bir canavarı andırmaktadırlar. Bu günün, elbette yarını da vardır. Bu canavarlar, kendi elleriyle kendi sonlarını hazırlamaktadırlar. Ne tarihten, ne de yaşadıkları acılardan ders çıkarıyorlar. Bugün çok güçlü olduklarını, Avrupa'yı, dünyayı yönettiklerini sanıyorlar. Halbuki kendilerini destekleyen Hristiyan Batı tarafından kullanıldıklarını ve zamanı gelince, af edersiniz, bir tuvalet kağıdı gibi kenara atılacaklarını yaşayan görecektir. Kanaatimce o günler, çok da uzak değildir. Zira bugün zulümlerine gözü kapalı destek veren haçlı güruhu, vaktiyle onlara en acımasız işkenceleri reva gören, kendilerini asırlarca köleleştiren insanların torunlarıdır.
Yahudiler, iki bin yıldır köle olarak yaşamış, kölelik iliklerine kadar sinmiş olan zavallılardır. Bu nedenle insanlıklarını da kaybetmişlerdir. Yüzlerini Hak'tan çevirdikleri günden beri şu yeryüzünde ne huzur bulabildiler, ne de dünyada huzur bıraktılar. En sonunda döktükleri kanda boğulup helak olacaklardır. “Doğrusu zalimler için acı bir azap vardır.”(İbrahim suresi 22. ayet)
İSRAİL’İN SONU!
Eğitimci Yazar İdris İSPİROĞLU
Yorumlar (2)