Her ne yana baksam, gönlüm seni görür
Gözüm seni arar.
Ah bu intizar!
Hasretin uzadıkça uzar
Bir seher vakti kopan ayrılık
Uzayıp gidecek kıyamete kadar

Terk-i can eyledim garip bir seherde
Soğuk bir şubat sabahında
En güzel çağımda
Sevdamın baharında
Aşka hazırlanırken tomurcuklar
Ah yar
Bu nasıl ruzigar, nasıl bir efkar?
Evveli intizar, ahiri zar.
Zamansız gidişine, zaman ağlar
Beyaz gelinliğini topraklar sarar.

Bildim gayrı zamansız gidişini
Çözüldü gönlümdeki esrar
Aşka ehil değilmiş bu diyar.
El ele gireriz gül bahçesine
Böyle yazılmış yazımız
Böyle verilmiş karar

Göçük altında sevdam
Saçların avucumda, yumak yumak
Gayrı zülfünü rüzgarlar tarar.
Dünya titrerken soğuktan
Ellerin ellerimde, sımsıcak
Mısralar boğuldu hıçkırıktan.
Enkaz altında umutlarım, kucak kucak
Nutku tutuldu kalemin
Tükendi bir bir kelam
Ah sunam!
Vah anam!
Ben bu acılara nasıl dayanam.
İdris İSPİROĞLU