Sabaha karşı gürültü ve sallantıyla uyandım.
Evlatlarımın odasına doğru duvarlara tutunarak giderken "Sona mı geldik acaba?" diye düşünüyordum. 
Bu kadardı belki de. Bu zamana kadar ne yaptıysan o. 
Belki saniyeler sonra nedametin etkisiyle nefes almayı lütuf olarak görerek yaşayabileceğin bir imkan dahi verilmeyecek ve herşey bitecek. 
Belki sadece mal kaybı olur, yaşama hakkın devam eder, bilmiyorsun. Şu, başmızın üstünde bir çatımız olsun dediğimiz ev, mezar olacak belki. Bu da güvenli değil. 
Bir varmış bir yokmuş hayatımızın özeti. 
Hocalarım uyku adabını anlatırken son derece tesettürlü girin yatağınıza ve abdestli uyuyun derken ne kadar haklılarmış. Altın değerinde bilgiymiş de tutamamışız. 
Çocukların yanına vardığımda ne yapabilirim ki sanki. Sadece vicdan rahatlıyor. Dilimde Bismillahillezi duası. O'na (Celle Celalühü) sığınmaktan başka ne gelir elden. 
Sorumluluk duygusuyla biz de indik aşağı. Tevekkül, elden gelen tedbiri almak demekti çünkü.
İnerken kullanamadığımız asansörü, birkaç saat sonra eve geri çıkarken kullandığımızda "Kalîlen mâ teşkürûn" ayeti geldi hatırıma. Sahi, ne kadar az şükrediyoruz öyle.
Hayallerim, planlarım, hedeflerim hep burası için. Bi sallar; hayal, hedef kalmaz, dedim.
Sabah kalkarsın, her zamanki saattir. Kahvaltı, iş, ders, alışveriş... Herşeyim düzenli zannedersin. Sanki senin düzenin. Bi sallar; düzen müzen kalmaz.
Otomatik kapılar, asansörler, tuşlayarak kullandığın herşeyi kendinden bilirsin. Bi sallar; otomatiği falan kalmaz. 
İşleyiş tıkır tıkır. Bize hissettirmeden öyle saat gibi yürüyor ki, şükretmek, memnun olmak, razı gelmek aklımıza gelmiyor. 
Küçük bir çocuğun ağladığında mamasının ağzına verilmesini sıradan, hatta olması zorunlu bir iş gibi görmesi kadar alışmış olarak yaşıyoruz hayatı. Bu kadar alışmak iyi değil diye uyarıyor Rabbimiz. Her seferinde sabaha karşı 4.20'lerde olmasının hikmeti nedir, bilemedim ama ben "Kıyam et kulum!" olarak algılıyorum.
Kıyam et abdeste,
Kıyam et namaza,
Kıyam et kulluğa,
Kıyam et varlığını Rabbinden bilmeye,
Kıyam et yokluğu da Rabbinden bilmeye,
Kıyam et nimeti, kazancı, rızkı veren Malikü-l Mülk'e tevekkül etmeye,
Kıyam et sana imkan verenin Rabbin olduğunu görmeye,
Kıyam et şükretmeye,
Kıyam et tefekküre.
Aç artık gözünü, uykudasın madem, uyan ki kulluğa yönelesin. Ben varım diyor Rabbim, zikret artık!

Hatice DOĞAN