Kudüs için yapman gerekenler bu zamana kadar yapıyor olman gerekenlerle temelde aynı. "İsrail benim bir liramla mı batacak" zihniyetinden sizi arındırmam kolay olmayacak, biliyorum. Çünkü ekranı her kaydırışımızda karşımıza boykotla ilgili gaza getiren paylaşımlar çıkıyor. Almayın, batsınlar dedikçe sizin de "WhatsApp, Google ABD’nin, ABD de İsrail'e tam destek veriyor. İlaç firmaları dünya servetinin yarısına sahip olan Rotschild ailesinin elinde. Bazı bankalar da onların. Nasıl çökecek bu?" Diye sorular sıraladığınızı biliyorum. Haklısınız. Daha önce de söylediğim gibi doğruları anlatırken kullanmak zorunda olduğumuz platformlar bile eğri. Bir yandan dolduruyoruz ama sepetimiz delik. Ne olacak bu iş? Hemen söyleyeyim:
Senin Coca Cola içmeyişinle batmasa da duruşunla imanını nurlandıracaksın. İşin bu kısmını atlayıp satışlarını azaltacağız diye yola çıkanlar, bir süre sonra ortalık durulunca eski hamam eski tas, daha popüler olana yönelmeyi sürdürür. Bunu tahmin etmesi çok zor değil. Hazır fiyatlar düşmüşken stok yapanlar da bu ülkenin vatandaşı. Demek ki eksiğimiz gaz değil, bilinçmiş. Yıllardır söylesek de illa daha büyük felaketler görmeye, daha fazla insanın tepki gösterdiğini bilmeye ihtiyaç duydu bazıları. Üzücü bir gecikme olsa da kabulümüzdür. Sadece İsrail malı değil, yerli olmayan ne varsa hepsine sırtını dönen kardeşlerim, aramıza hoş geldiniz.
Öncelikle neyi, neden yaptığımızı bilmemiz lazım. McDonald's lara girip yemek yiyenlerin ortasına bir koli fare salmanın mücahitlik olmadığını kabul edelim. Nehyi anil münkerin, savaşın, saldırının, tebliğin, herşeyin bir adabı olur. Rasulullah Efendimiz'in asla tasvip etmeyeceğinden yüzde yüz emin olduğumuz bir hareketi biz de tasvip etmeyiz. Şu an dünyanın pek çok ülkesinde gayrimüslimler İslamiyet'i merak ediyor, araştırıyor ve bu dine kalben inanıyorsa buna sebep olan, bize iman, insanlık ve ahlak dersi veren, sarsılmaz itikadıyla 7'den 70'e Filistin halkıdır. Rabbim ibret alanlardan eylesin.
İkinci olarak, almadığımız A'dan Z' ye her Siyonist markasının yerini illa bir alternatifle doldurmak zorunda mıyız, bunu düşünelim. Bence tüketim çılgınlığının, israfın, doyumsuzluğun da önüne geçmemiz gerek.
Daha iyisi üretilene kadar Starbucks'a mecbur değildin. Çünkü Starbucks'ta kahve içmek zorunda değildin. Dünyanın en saçma abur cuburları olmazsa olmazların olmuş. Şunları bir bir çıkar hayatından. Kalanlar gerçek ihtiyaçların olsun. İşte onların yerli olanlarına yönel.
Kredi kartını Troy ödeme sistemine geçirmeden önce ondan tamamen vazgeçmeyi dene. Boykot her yerde söyleniyor fakat kalıcı çözüm, bilinçli olmak.
Bir diğer mesele, ibadet. Bu da yine boykot gibi. Belki burada karşılığını göremesek de yapmak zorunda olduğumuz, sonucunda alacağımız mükafat Allah'ın rahmetinin bir tecellisi olarak verilecek olan, dünyamızı da ahiretimizi de düzene koyacak fiiliyatlar bütünü.
Ama bizim her zaman mazeretlerimiz var.
Ramazan orucu sınava denk gelmişse rahatlıkla orucu bırakmak, vardiyalı calışıyorsa Cuma namazını terk etmek kolay. Bizim dünyamız her şeyden önemli olmuş!
FİLİSTİN ÖYLE Mİ?
Evde bomba, sokakta bomba, okulda bomba, hastanede bomba, köyde bomba...  Güvenli hiçbir alan yok. Birkaç saat ötedeki şehre de gidemiyorsun. Dilini bilmediğin bambaşka bir ülkeye göç etmen lazım güvende olman için. Düşmanın tekin değil. Tecavüz, işkence... Herşey yapabilir. Yavrun ölse şehit dersin; alıp götürse ne yaptığını bilmezsin. Bir ay değil on ay değil, 75 yıldır nefes aldırmıyor düşman. Yardım gidemiyor, ilaç gidemiyor, destek olunamıyor. Büyüyünce ne olacaksın sorusuna "Filistinli çocuklar büyümez" cevabı veriyorlar. Şehit olmaktan başka hayali yok. Ne mutlu onlara ki 8 yaşındakinin de 80 yaşındakinin de ağzında tek söz: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir." İmanına hayran kaldıklarım! Sizin kadar olamadık şu rahat vatanımızda.
Öyleyse vakit toparlanma vaktidir. Secdede yakalasın bizi ölüm.
Ya da Kur'an başında.

Elimizde tesbih, dilimizde zikir olsun.
Parmağımız şehadet işareti ile kalakalsın havada.
Bizim de naşımızdan mis kokular yayılsın.
Yaşantımız şehit olmaya taşısın bizi.
Ne yapabilirim ki, benimle ne olur deme.
Gidemiyorsak Kudüs'e,
Öyle yaşayalım ki dirimiz de ölümüz de ibret olsun aleme.