Gönül dünyamızı aydınlatan, bizleri manevi anlamda yücelten ve birçok mesajla yüklü kıymetli gecelerden birisi olan Miraç Gecesine ulaşmış bulunuyoruz. Cenab-ı Hak iman ve huzur içinde bu necip milleti diğer bereketli gecelere kavuştursun. İman kandilimizi her daim kuvvetli eylesin ve bizlere manevi miraçlar yaşatsın. Bizler isra ve miraç olayının nasıl gerçekleştiğini bir kez daha anlatmaya ihtiyaç olduğunu zannetmiyoruz. Zira yıllardır anlatılmakta, özelliklede hadis ve siyer kitaplarında detaylarına bile yer verilmektedir. Burada yoğunlaşılması gereken nokta Hz. Peygamber’in yaşadığı bu bireysel ve harikulade olaydan herkes için dersler çıkararak kendi miracımıza yol bulabilmektir. Bu hususu beş madde halinde özetlemeye çalışacağım:
1- İsra ve Miraç mucizesi Hz. Peygamber’in Medine’ye hicretinden yaklaşık bir ya da bir buçuk yıl önce meydana gelmiştir. Peygamberliğin ilk on yılını gözden geçirdiğimizde Hz. Peygamber’in bir çok hakarete, işkenceye, eziyete ve nihayetinde boykota maruz kaldığını; ilk evladı Kâsım’ı ve en büyük iki destekçisi amcası Ebu Talip ve eşi Hz. Hatice’nin vefat ettiğini, tebliğ için gittiği Taif’ten taşlanarak döndüğünü kısaca çok çetin ve sıkıntılı günler geçirdiğini görürüz. İşte bu sürecin sonunda Hz. Peygamber isra ve miraçla teselli edilmiş adeta ferahlatılmıştır. Çünkü “Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi yapılmaya değer işlerdendir.” “Hiç şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.”. “Zorluğun ardından mutlaka ve mutlaka bir kolaylık vardır.”, “Kim Allah’a gönülden bağlanıp O’na saygısızlık etmezse Allah ona mutlaka bir çıkış kapısı açar, onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a gerçekten güvenip dayanırsa Allah ona yeter.” (Şura, 42/43; Bakara, 2/153; İnşirah, 94/5,6; Talak, 65/3) Bu mucizeden alacağımız ilk mesaj sabretmenin, affetmenin, Allah’a güvenmenin sonunda mutlaka bir selamet, kurtuluş, ferahlık olacağıdır. İnsanın hayatında inişlerin olabileceği ve bunların peş peşe gelebileceği gibi çıkışların da mutlaka yaşanacağıdır. Çeşitli vesilelerle imtihan edilen kullara imtihanlar karşısında takındıkları tavır ve davranışlarına göre muamele edileceğidir.
2- Hz. Peygamber bu kutlu yolculuğa başlamadan önce Hz. Cebrail tarafından göğsü açıldı, kalbi yerinden çıkarıldı, temizlendi, içi imanla, hikmetle ve ilimle dolduruldu ve sonra yerine konuldu. (Müslim, Sahih, “Îmân”, 263, 264) Yani bizim tam olarak idrak edemeyeceğimiz manevi bir kalp temizleme ameliyatı yapıldı Hz. Peygamber’e. (Bu olay muhtemelen üç kez meydana gelmiştir: İlki süt anne yanında dört-beş yaşlarındayken, ikincisi vahy almaya başlamadan önce ve üçüncüsü isra mucizesinde) İşte kalp taşıyan her mümin de manevi hayatındaki yolculuğuna kalpten başlamalıdır. Kur’ân Hz. İbrahim’in duaları arasında şu duaya da yer veriyor: “İnsanların diriltileceği ve Allah’a temiz bir kalple gelenler dışında malın da çocukların da fayda vermeyeceği gün beni mahcup etme!” (Şuara, 26/87-89)
Demekki  asıl mesele temiz ve selim bir kalple bu dünyadan ayrılmakmış. Kalpteki kirleri arındırmak ve onu taşıdığı yüklerden kurtarmakmış.  Hz. Peygamber boşuna uyarmıyor bizi; “Kulun kalbi doğru olmadıkça, imanı da doğru olmaz! Kulun dili doğru olmadıkça kalbi de doğru olmaz! Komşusu zarar ve eziyetinden emin olmadıkça da kişi cennete giremez!” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 16/23433)  Temiz, selim ve doğru bir kalbe nasıl sahip olabiliriz? Cevabı Hz. Peygamber’den dinleyelim: “Kul bir günah işlediğinde kalbinde bir siyah nokta meydana gelir. Eğer o günahtan el çeker, Allah'tan bağışlanmasını diler ve tevbe ederse kalbi cilalanır. Eğer bir daha o günaha dönerse o siyah nokta büyür, öyle ki, bütün kalbi kaplar...”,  “Kaplerde demirin paslandığı gibi paslanır. Onun cilası ölümü hatırlamak, istiğfar, Allâh’ın Kitabı’nı çokça tilâvet etmek ve Allâh’ı çok çok zikretmektir.”  (Suyuti, Camiussağir, 2070, 2389; Ali el-Müttaki, Kenzu’l-Ummal, 2/241)
Dolayısıyla bizler manevi yürüşüyümüze ve manevi miracımıza öncelikle kalbimizi dosdoğru olana kadar özellikle hadislerde tavsiye edilen fillerle temizleyerek, onlarla arındırarak başlamalıyız.
Yavuz TUĞBERK