Dünya üzerinde yaşayan insan dâhil hiçbir canlının hayatını sağlıklı ve engelsiz olarak devam ettirme garantisi bulunmamaktadır.
Toplumda engelli olarak tanımladığımız, vücudundaki organlarının bir kısmını veya uzuvlarının herhangi birisini kaybetmiş insanlarımız bulunmaktadır. Kendi iradeleri dışında gelişen nedenlerle bedenlerinde bulunan bu eksiklikten dolayı yaşamlarını idame ettirmekte sağlıklı bir insana göre zorluk yaşamaktadırlar. Bedensel engel sahibi insanlarımız ya doğuştan bir engelle doğdular ya da kazalar ve hastalıklar başta olmak üzere sonradan engelli oldular. Her şeyden önce şunun farkında olmalıyız. İnsan bedeniyle değerli değildir. İnsanı değerli kılan ruhu, sağlam bir karakteri ve sahip olduğu değerli kişiliğidir. Stephen Hawking dünyada yaşamış ve yaşayan birçok insandan daha değerlidir. Stephen Hawking’i değerli kılan bedeni değildir. Onu değerli kılan bilime kazandırdıkları ve fikirleridir. Bu yüzden insanları bedenlerindeki eksikliklere göre değerlendirmemeliyiz. Her bir engelli insanımızın kendine özgü bir mesleği, herhangi bir alanda bir uzmanlığı toplumda kişiliğinden dolayı saygınlık kazandığı bir itibarı vardır. Toplum olarak her birimiz aidiyet duygusu içerisinde engellilerimizin bu toplumun bir parçası olduklarını ve değerli olduklarını onlara hissettirmeliyiz. Onlara karşı onların eksikliklerinden dolayı toplumdan dışlama, hakir görme, acıma gibi davranışları sergilenirse engellilerimizi gücendirmiş oluruz. Engellilerimize toplum içerisinde engelsiz vatandaşlarla eşit davranışlar içerisinde bulunursak en doğru hareketi yapmış oluruz. Onların toplum içerisinde aidiyet duygularının gelişmesine katkı sağlayabiliriz. Bedensel bir engel onları hayattan koparmamalıdır. Bu konuda toplumun sosyal bilincini arttırmalıyız ve farkındalık oluşturmalıyız. Bedensel engelli olan bir birey alanında kariyer yapmış bir cerrah olabilir. Engelli bir yurttaşımız çok başarılı bir avukat olabilir. Bedensel eksikliği olması rağmen iyi bir öğretmen, ünlü bir müzisyen, ünlü bir yazar, tarihe geçecek bir ressam olabilir. Bütün bunları başarmaları için bedensel eksiklikleri engel değildir. Ayrıca hepimiz birer engelli adayıyız. Her an ani bir hastalık neticesinde bedenimizin tamamını veya bir kısmını kullanamayacak hale gelebiliriz. Her an geçirebileceğimiz bir kaza neticesinde engelli hale gelebiliriz. Bunun örneklerini çevremizde sıklıkla görebiliriz. Bu nedenle engellilere yaklaşırken duygudaşlık yaparak yaklaşırsak daha doğru olacaktır. Ayrıca sosyal hizmetler ve belediyelere bu konuda çok görev düşmektedir. Engelliler sosyal hayata kazandırılması için toplumsal içerikli projeler hazırlayarak organizasyonlar yapılabilir. Engelsiz yaşam alanları adında yapılacak sosyal tesislerde engellilerin kendi aralarında sosyalleşmeleri sağlanabilir. Ayrıca el sanatları başta olmak üzere müzik aletlerinin çalınması gibi açılacak kurslarda engellilerin yeni kazanımlar sağlaması hedeflenebilir. Engelliler ekonomik kazanımlar elde etmeleri için kooperatif tarzında oluşumlar oluşturulabilir. Engelli istihdamını resmi daireler başta olmak üzere her sektörde arttırmak için devlet teşvikleri faaliyete geçirilebilir. Engellilerin kendi hayatlarını idame ettirecek kazançları olduğunda kendilerine ayrıca bir özgüven gelecektir. Ekonomik refaha ulaşan engellilerin yaşam kaliteleri de artacaktır. Hiç kimseye muhtaç olmadan hayatlarını idame ettirmeleri onlar için büyük bir motivasyon kaynağı olacaktır.
Bir başka önemli husus da çocuklarımızın engelli insanlara karşı davranışlarını düzenlemek olacaktır. Çocuklarımıza engelli insanlara karşı daha dikkatli davranmalarını aşılamalıyız. Engelli insanları rencide edecek gurur kırıcı davranışlardan uzak durmaları için onları uyarmalıyız. Onları ötekileştirecek ve kendilerini yabancı hissettirecek her türlü tavır ve davranışlardan sakınmalıyız. Engelliler bizim bir parçamızdır. Onlar içimizdeki insanlardan bazılarının kardeşi, bazılarının babası, bazılarının eşidir. Onların yaşamlarını kolaylaştırmak, insanlık vazifemiz olmalıdır.
Engelleri aşmak mümkündür. Engelli insanlara engelsiz bir yaşam sürdürmek de mümkündür. Yapmamız gereken şey sadece paylaşmak ve sevgi elini uzatmaktır.
Son söz: “Haksızlığı aramak için lamba kullanmak gerekmez.” Socrates