"İnsanın insana ilaç olduğu zamanlar özlemiyle..." açılan bir kapıdan içeriye giriyoruz.
"Mavi Bisiklet" kitabı İzzet Irmak'ın yayımlanan ikinci hikaye kitabıdır. Bu kitapta Merhamet, Kalp Çizen Leylekler, Kırat Ölmemiş, Geçmeyen Zaman, Mavi Bisiklet, Vakitsiz Arama, Toros, Gizemli Mekan, Bir Mundur,  Boş Bir Tenekedir Dünya, Haceli Dede, Fırfırlı Uçurtma, Nene Hatun isimli hikayeler yer alıyor.
"Merhamet" isimli hikâyede canlılara duyulan sevgi, acıma ve merhamet duygusu içli, etkili bir anlatımla dile getiriliyor.
"Kalp Çizen Leylekler"  hikayesinde bir öğretmenin sınıf ortamında yaşadığı güzel bir an ifade ediliyor. "... Düşündüm, yıllarca dersimize giren öğretmenlerimizin anlattıklarından aklımızda ne kaldı? Neredeyse hiç! Ama başımızı okşayan, bizimle beraber bir çay içen, bize özel bir davranış davranışı olan, kısacası farklı bir anısı olanları dün gibi hatırlıyoruz. Bırak, dedim kendi kendime. Bırak da bir anımız olsun bu çocuklarla." (s.13-14)
"Geçmeyen Zaman" isimli hikayede çocukluk günleri hatırlanıyor. Geçmiş zamanın eskimeyen güzellikleri dile getiriliyor.  İnsan daima hatırlar. Geçmiş zaman bizi hiç bırakmaz. "Sanırım, insan kırkından sonra, o tatlı hatıralara yavaş yavaş yapışmaya ve onlarla yaşamaya başlıyor. Çünkü kırkından sonra, artık hayat inişe doğru geçiyor. İnsanoğlu, hayatın en kaygısız, sorunsuz geçtiği dönemlerini arayarak, o dönemler içinde yaşayarak; bir şeyler bulmaya ve hayata tutunmaya çalışıyor." (s. 27)
Kitaba da isim olan "Mavi Bisiklet" isimli hikâyede bir çocuğun bisiklet alma hayali etkili bir şekilde anlatılmış. Hikâyede geçen şu sözler yüreğimize dokunuyor:  "Büyüyünce çok param olursa ben de insanların bakkal borcunu ödeyeceğim ki onlar da çocuklarına bisiklet alsınlar..." (s.35)
"Vakitsiz Arama" isimli hikâyede okuma çabası taşıyan bir öğrencinin dokunaklı halleri anlatılıyor. Yokluklar içinde okumak, başarmak ve iyi yerlere gelmek isteyen Safiye'nin hikâyesidir bu. Hikâyenin sonuç kısmından bir alıntı: "Nice Safiyeler var güzel yurdumda. Her biri bir yağmur damlası gibi. Onları usulünce taşıyıp mümbit topraklara bırakacak bulutlar arıyorlar. Her öğretmen bir bulut olmalı. Bir damlacık taşısa kâfi. Bir mıh, bir nal kurtarır. Bir nal, bir at kurtarır demiş ya atalar; bir damla da kim bilir..."  (s.44 )
"Toros" isimli hikâyede hayvan sevgisi güzelce anlatılmış. Yaşanmışlığın izleri, işaretleri okunuyor. Bu yönüyle İzzet Irmak, hayatın içinden, sahici hikâyeler anlatıyor.
"İki Kefil" isimli hikâyede vefa ve  yardımlaşma düşüncesi bir olay ekseninde işleniyor.
Kirlenmemiş insanlara ithaf edilen "Bir Mundur" isimli hikâyede çocukluk hatıraları odağında bir anlatım yer alıyor. "...Özlenen çocukluğun o saf, duru, yalın ve kaygısız hali midir bilinmez ama galiba biraz da o zamanların kirlenmemiş insan ilişkileridir aranan." (s.64-65) "Ah o güzel insanlar..." nidasıyla yazar çocukluğun o saf, temiz, samimi, sıcak günlerini arıyor.
"Boş Bir Tenekedir Dünya" isimli hikâyede yaşanan zaman ve dünya sorgulanıyor. "...İnsanın yarasını insan sarardı. Herkes birbirinin psikoloğu, doktoru, dert ortağı idi.  Sadece varlığı değil, yokluğu bile paylaşırdık. Teknoloji bu kadar gelişmemişti. İnsanlar evlerine, iş yerlerine kapanmamışlardı henüz." (s.68 ) Bu hikâyede yakın zamanda yaşadığımız pandemi/salgın günlerinin izleri, etkileri okunuyor.
"Haceli Dede" isimli hikâyede iyilik,  samimiyet, yakınlık duyguları işleniyor. İnsanın insana yakın olduğu, birbirinden haberdar olduğu zamanlar özleniyor.
"Fırfırlı Uçurtma" hikâyesinde çocuğun becerisi, hayata katılıp üretmesi özellikle vurgulanıyor. Zamane çocuklarına dair bir belirleme de yapılıyor: "... O kadar dalıyorlar ki sanal oyunlara, yaşamaları gereken hiçbir evreyi yaşayamadan, birdenbire büyüyorlar." (s.77)
"Nene Hatun" isimli hikâyede millî kahramanımız Nene Hatun'un şahsında vatan, mücadele, fedakarlık, dayanışma konuları işleniyor.
"Bu kitapta yarası, diğerinin yarasına şifa olanların" hikâyeleri yer alıyor. İzzet Irmak'ın hikâyelerinde değerler eğitiminin ön planda olduğu görülüyor. Bir olay veya durum ekseninde değerlerimiz vurgulanıyor. Kitapta yer alan hikâyeler bazen deneme ve anlatı türüne yaklaşıyor. Yazar, bir anlatıcı olarak bazen söze girip duygularını, düşüncelerini, tespitlerini ifade ediyor. Bu yönüyle hikâyelerde eğitici-öğretici bir çabanın olduğunu görüyoruz.
İzzet Irmak, hayatın içinden seçtiği olaylar ve durumlar ile gelecek zamanlarda daha nice eserler yazacaktır. Tebrik ederim. Okumanın, yazmanın aydınlığında yolu açık olsun.