İstanbul'un fethinin 570'nci yıl dönümü Şehit Yakup Avşar Anadolu Lisesi'nde coşkuyla kutlandı
Bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılmasına vesile olan dünyanın gözbebeği Şehr-i İstanbul’un, sevgili Peygamberimizin övgüsüne ve müjdesine mazhar olan büyük devlet adamı Fatih Sultan Mehmet Han ve kahraman askerleri tarafından fethedilişinin 570. yıl dönümünü Şehit Yakup Avşar Anadolu Lisesinde coşkuyla kutlandı. “Hatırlama, ilerlemiş medenî halklar ile geri kalmış ilkel halkları birbirinden ayıran ölçüttür. Medenî halkların anıları vardır. Önemli olaylarını hatırlayan halklar tarih dediğimiz şeye sahip olurlar”. düsturuyla tarih öğretmeni Neslihan Evcim tarafından hazırlanan program Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Tarih öğretmeni Neslihan Evcim: '' İstanbul, medeniyetlerin beşiği , imparatorlukların başkenti, Nedim’İn Bu Şehr-i İstanbul ki bimisl-ü behadır , Bir sengine yekpare acem mülkü fedadır “ diyerek kasideler yazdığı , uğrunda şehid olunan o aziz şehir, İslam’ın izzetine kavuşacağı asırlar ötesinden hazreti peygamber tarafından müjdelenmiş kutlu şehir...
Binlerce yıl önce yükselen duvarları engin bir tarihe şahid olmuş toprakları alimlerin, düşünürlerin, mutasavvıfların, komutanların, imparatorların ve padişahların ilmi, irfanı ve iradesiyle harmanlanmış bir şehir…
Kalpleri fetih aşkıyla yakan bu ilahi çağrıya nail olmak isteyen pek çok komutan, İstanbul’u fethetmek için seferler tertip etmiştir. 21 yaşındaki 2. Mehmed, Peygamberimizin “O ne güzel komutandır” müjdesine nail olarak, 29 Mayıs 1453 tarihinde kendini “Fatih”, Kostantiniyye’yi de“İstanbul” yapmıştır.
Molla Gürânî, Molla Hüsrev ve Akşemseddin gibi ulemadan feyz alan ve böylece kalbi imanla ve azimle dolan, tarihin ender gördüğü liderlerden biri olan bu genç hükümdar; çağ açıp kapayacak olan dev toplar döktürmüş, Bizans’a boğazdan gelecek yardımı önlemek için Rumeli Hisarı’nı yaptırmış, gemileri Dolmabahçe sırtlarından kızaklarla karadan yürüterek Haliç’e indirmiş, surların altına tüneller açtırmış ve yine surların dibine kadar yanabilen tekerlekli kuleler inşa ettirmişti.
Fatih’in yaptırdığı Şahi adı verilen topların surlarda açtığı gediklerden askerlerimiz İstanbul’a girdiler. Gönlü şehit olma arzusu ile dolu Ulubatlı Hasan, sancağı surların üstüne dikti, arkasından gelen 30 neferle birlikte tekbir getirerek şehit oldular. Fakat sancağı yere düşürmediler. Artık İstanbul alınmış, güneş bir başka doğmuştu. Ordu, açılan gediklerden, mehter sesinin verdiği huzur ve heyecanla surların içine dalıyor, kale burçlarında artık Türk sancakları dalgalanıyordu.
29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul’un fethedilmesiyle, Orta Çağ kapanmış ve yeni bir çağ açılmıştır. Bu fethe, Türk tarihinin en müstesna olayı olarak kabul edilerek de, Feth-i Mübin denilmiştir
İnancım ve ümidim odur ki, 570 yıl önceki fetih ruhu, nesillerimizde tekrar doğacak; Bu toprakları vatan yapan aziz ecdadımızdan devraldığımız mirasın, omuzlarımıza yüklediği sorumluluğu gençlerimiz devralacaktır... Bu kutlu vazifeyi yerine getirmek için ihtiyacımız olan cesaret ve ilham şanlı tarihimizde fazlasıyla mevcuttur. Bilge Kağan’dan, Alparslan’a, Osman Gazi’den Fatih’e kadar gelen muhteşem nesillerin kılavuzluğu büyük Türk milletini, tarihte olduğu gibi, yine hak ettiği yere mutlaka yükseltecektir
Şehirlerin şahı İstanbul’un fethi, siyasi yönden ve neticeleri bakımından dünya tarihine kesin ve silinmez damgasını vurmuş bir zaferdir." diyerek günün anlam ve önemini anlattığı konuşması, şiirler, mehter takımı gösterisi, İstanbul'un Fethi konulu sinevizyon gösterisi ve tiyatro gösterimi ile son buldu.
Programda Fatih Sultan Mehmet’in münevver karakterine, tarih ve coğrafya konusundaki derin bilgisine, ileri görüşlülüğüne çağ açan bir padişah olmasının ötesinde insani yönlerine vurgu yapıldı.
Programın sonunda İstanbul'un fethinin 570. yıl dönümüne ilişkin konuşma yapan Okul Müdürü İdris İSPİROĞLU, programda görev alan öğretmen ve öğrencilere teşekkür etti ve Fatih'in torunlarının bir gün alkışlar ve çiçekler eşliğinde Roma'ya da gireceğini, yetişmekte olan gençlerin şimdiden bu kutlu fetih için hazırlanmaları gerektiğini ifade etti. Program toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
(Dahi GEDİK)





