Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail hukuk tanımaz, kural tanımaz, ilkesiz, şımarık ve gözü dönmüş bir terör devletidir. Suriye'nin parçalanmasına dün rıza göstermedik, bugün de, yarın da kesinlikle rıza göstermeyiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası "Millete Sesleniş" konuşmasını gerçekleştirdi. Erdoğan konuşmasında, "İlim, fikir ve gönül dünyamızın öncülerinden Yusuf Has Hacip, bundan bin sene önce Kutadgu Bilig'de şu tespiti yapmıştır: 'İyi; yokuş tırmanmak gibidir, güçtür. Kötü; iniş gibidir, kolayca elde edilir.' Aradan geçen yaklaşık on asra rağmen bu tespitler, bugün söylenmiş gibi geçerliliğini korumaktadır. İyi olanın, doğru olanın, hayırlı, faydalı olanın peşinden gitmek kolay değil; tıpkı yokuş çıkmak misali zordur, çetindir, sabır, irade ve emek ister. İyilik, millete hizmet etmektir. İyilik, Türkiye'nin şanını yüceltmektir. İyilik, mazlum ve mağdurlara yardım eli uzatmaktır. Biz iyiye talibiz; biz zora talibiz. Biz, hak bildiğimiz yolda son nefesimize kadar yürümeye talibiz. Bir başka gönül sultanımız Yunus Emre'nin dediği gibi 'Yol odur ki doğru vara, göz odur ki Hakk'ı göre. Er odur alçakta dura, yüceden bakan göz değil.' Evet, kimseye yüceden bakmadan, kibirlenmeden, tekebbüre kapılmadan, gecemizi gündüzümüze katarak aziz milletimizin hizmetindeyiz" dedi.

Milletin sorunlarına çözüm üretme iradelerinin ilk günkü gibi diri olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Eksiklerimiz, yapmayı çok istediğimiz halde irademiz dışında ortaya çıkan sebepler dolayısıyla yapamadıklarımız elbette oluyor. Ama gayretimizi ve samimiyetimizi 86 milyonun tamamı çok iyi biliyor. Şu gerçeği bugün bir kez daha ifade etmek isterim: Milletimizin sorunlarına ve sıkıntılarına çözüm üretme irademiz, ilk günkü gibi diridir, canlıdır, güçlüdür. Türkiye'nin itibarını artırmak, Türkiye'yi kardeşlikle büyütmek, Türkiye Yüzyılı'nı menziline suhuletle ulaştırmak, bölücü terör gibi ülkemizi yarım asırlık prangalarından kurtarmak için çok boyutlu bir çaba içerisindeyiz" dedi.

"Bunun için riske girilmesi gerekiyorsa giriyoruz, mücadele edilmesi gerekiyorsa ediyoruz, kuvvet kullanılması gerekiyorsa kullanıyoruz, konuşulması, görüşülmesi gerekiyorsa bunu çekinmeden yapıyoruz" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Şunu milletim bilsin ki, biz asla siyasi ikbal peşinde değiliz. Biz, milletin ve memleketin istikbalini garantiye almanın peşindeyiz. Terörsüz Türkiye sürecimizle evlatlarımıza üzerinde mutlu, müreffeh ve huzurla yaşayacakları bir ülke bırakmanın peşindeyiz. Derdimiz millet, sevdamız Türkiye'dir. Ne yapıyorsak 86 milyonun birliği, dirliği, huzuru için yapıyoruz. Ne yapıyorsak Türkiye'yi muzaffer ve muvaffak kılmak için yapıyoruz."

Son Kabine Toplantısı'ndan bu yana içeride ve dışarıda birçok programa, etkinliğe, toplantıya ve zirveye iştirak ettiklerini hatırlatan Erdoğan, "1 Temmuz tarihinde partimizin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın 172'ncisini düzenledik. Aynı gün Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti Reisi Rüstem Minnihanov'u partimizin genel merkezinde misafir ettik. Ertesi gün AK Parti Kadın Kolları Liderlik Akademisi vesilesiyle hanım kardeşlerimizle bir araya geldik. Aynı gün Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmut Meşhedani ve heyetiyle çok verimli bir görüşmemiz oldu. 4 Temmuz'da Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın 17'nci zirvesine katılmak üzere Hankendi'deydik. 30 yıllık işgalin ardından özgürlüğüne kavuşan Karabağ, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kardeşimin liderliğinde yaralarını süratle sarıyor" dedi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın da zirveye iştirakinin ayrıca anlamlı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan bir kez daha sıcak ev sahipliği için İlham kardeşime teşekkür ediyorum. 8 Temmuz Salı günü büyükelçilerin güven mektubu takdim töreni vardı. Ertesi gün ise partimizin son grup toplantısını gerçekleştirerek, gündeme dair değerlendirmelerimizi paylaştık. Hafta sonu 32'nci İstişare ve Değerlendirme toplantımızı yapmak üzere Kızılcahamam'daydık. Partimizin en geniş manada kurmay kadrosuyla iki gün boyunca önemli istişarelerimiz oldu" açıklamasını yaptı.

"Başta 'Terörsüz Türkiye' süreci olmak üzere ülkemizin en kritik meselelerini enine boyuna değerlendirdik. Yeni dönemin yol haritasını ortaya koyduk. Konuşmamızda ayrıca yeni dönemin tarihi, siyasi, fikri çerçevesini çizdik. Tabii bundan yine birileri rahatsız oldu" diyen Erdoğan, "Bilhassa Türk, Kürt, Arap ittifakına yönelik mesajlarımız, dışarıda kandan ve çatışmalardan beslenenleri, içeride ise tek parti faşizminin günümüz temsilcilerini ciddi manada tedirgin etti. Çıktılar sanki suçmuş, kabahatmiş gibi bizi 'ümmetçilikle' itham ettiler. 'Cumhuriyet tehdit altında' diyerek korku yaymaya çalıştılar. Son 5 gündür öyle saçma argümanlar, öyle absürt iddialar duyduk ki, bütün bu saçmalıkları anlatmaya 'cehalet' ifadesi bile yetersiz kalıyor. Ne millet kavramından, ne ümmet mefhumundan haberdarlar. İkisini birbirinin zıddı görecek kadar da bilgisizler. Türk milletinin birliğini, beraberliğini savunurken Müslümanların evrensel kardeşliğini de savunmanın mümkün olduğunu, hatta bunun bizim için bir görev olduğunu anlamayacak kadar izansızlar; milletten ve milletin inanç dünyasından kopuk durumdalar" diye konuştu.

"KİMSENİN EVLATLARIMIZIN DUYGULARIYLA OYNAMAYA HAKKI YOKTUR"

Bu hazımsızlığın işaretlerini sadece Kızılcahamam konuşmalarına verilen tepkilerde değil, LGS tartışmasında da gördüklerini ifade eden Erdoğan,. şunları kaydetti:

"Sınavda başarı gösteren öğrenci sayısı üzerinden günlerdir söylemedik yalan bırakmadılar. Burada da tartışma hemen imam hatip düşmanlığına evrildi. İmam hatipliyim ya, buralara kadar işi savurdular. Öyle ki Bursa'daki bir imam hatip ortaokulunun astığı tebrik pankartını çarpıtarak; pırıl pırıl evlatlarımızı maalesef hedef gösterdiler. Bakanlığımız gerekli bilgileri şeffaf bir şekilde paylaşmasına rağmen 13-14 yaşındaki çocuklarımızın temiz, saf, masum duygularını istismar ettiler."

Bütün sınavlarda güvenliğin en üst düzeyde sağlanmasının olmazsa olmazları olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiçbir evladımızın emeğinin, umutlarının heba edilmesine izin vermeyiz. Bu hususta her zaman dikkatli olduk, çok titiz davrandık, tavizsiz bir duruş sergiledik. Türkiye, sınav güvenliği konusunda parmakla gösterilen bir ülkedir. Her yıl milyonlarca evladımızın, gencimizin, insanımızın girdiği sınavları, hamdolsun hiçbir sorunla karşılaşmadan yapıyoruz. Hal böyleyken ortaokul öğrencisinin duygularını manipüle ederek siyaset yapan zihniyet; aciz, kötücül, siyaseten müflis ve müfsit bir zihniyettir. Siyasetin limanı ahlaktır, vicdandır. Siyasetin de itibarı, ilkeleri, gözetmesi gereken hudutları vardır. Bunlara riayet etmek, muhalif-iktidar fark etmeksizin hepimizin görevidir. Kimsenin evlatlarımızın duygularıyla oynamaya hakkı yoktur. Kimsenin çocuklarının eğitimi için her türlü fedakarlığa katlanan anne-babaların hissiyatıyla oynamaya hakkı yoktur ve olamaz" açıklamasını yaptı.

Duyumla, dedikoduyla, spekülasyonla siyaset yapılmayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böylesine hassas bir konuda hiç yapılmaz. Günlerdir evlatlarımızı kışkırtanlara yalnızca şunu diyorum: Bu ülkenin kalbi ve zihni tertemiz çocuklarını artık rahat bırakın. Madem ülkeye bir faydanız yok, en azından Türkiye'ye zarar vermeyin; dezenformasyon yapmayın; siyaset kurumuna olan güveni zedelemeyin. Buradan aldığı puan ne olursa olsun LGS sınavına giren evlatlarımızın hepsinin gözlerinden öpüyorum; her birine Allah'tan başarılar diliyorum. Sevgili evlatlarım unutmayın, biz size güveniyoruz; biz sizi seviyoruz. Sizler, ebeveynlerinizle birlikte milletimizin de umudusunuz. Sizler aydınlık yarınlarımızın teminatı, istikbalimizin mimarlarısınız. Her biriniz inşallah ileride çok iyi yerlere gelecek; başarılarınızla hem bizim hem de ailelerinizin gurur kaynağı olacaksınız. Cenab-ı Allah sizleri korusun, yolunuzu ve bahtınızı açık etsin" dedi.

"'SU UYUR, FETÖ UYUMAZ' GERÇEĞİNDEN HAREKETLE ÖRGÜTLE MÜCADELEMİZ KARARLILIKLA SÜRÜYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Salı günü, tarihimize altın harflerle yazılan muhteşem bir kıyamın 9'uncu seneyi devriyesiydi. FETÖ'cü hainleri bozguna uğrattığımız 15 Temmuz milli irade destanını 86 milyon olarak yine gururla idrak ettik. 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü'nde o gece toprağa düşen 253 kahramanı bir kez daha rahmetle andık. Gazilikle müşerref olan 2 bin 740 kardeşimize şükranlarımızı arz ettik. Rabbim hepsinden razı olsun. 15 Temmuz şehitleriyle birlikte vatanımıza, bayrağımıza ve istikbalimize sahip çıkarken şehit olan tüm kahramanlarımıza rahmet diliyorum. 'İnsan bir kere ölür. Adam gibi ölür' diyen, 'Öleceksek, ülkemiz ve milletimiz için adam gibi ölelim' diyerek darbecilere meydan okuyan yiğitleri daima şükranla anacağız. 15 Temmuz'a 'oyun' diyenleri, 'tiyatro' diyenleri, 'danışıklı dövüş' diyerek çamur atanları da hiçbir zaman affetmeyecek, daima esefle hatırlayacağız. 'Su uyur, FETÖ uyumaz' gerçeğinden hareketle örgütle mücadelemiz kararlılıkla sürüyor" dedi.

(İHA)

Muhabir: Niğde Haber