Araştırmacı, Tarihçi ve Yazar Yusuf Biltekin gezi notlarını gazetemizle bizler de siz değerli okurlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz.
YAZAR BİLTEKİN’İN KENDİ KALEMİNDEN ALİ HOCA KÖYÜ GEZİ NOT VE İZLENİMLERİ
Geçtiğimiz gün Tabaklı ve tarihi Hititlere kadar dayanan Alihoca köylerine gitmeye karar verdim.
Bor, Kemerhisar, Porsuk üzerinden Alihoca köyüne geldim. Köy yerleşim olarak yamaca kurulmuş. Bu köye arabayla gelirken hız sınırını fazla aşmamanız gerekiyor. Yollar dar ve direksiyon hâkimiyetini kaybederseniz şarampolden yuvarlanmanız an meselesi.
Köy ekonomisi tarıma dayanmaktadır. Özellikle kiraz üretim i başlıca gelir kaynağı. Alihoca köyünde asıl görmek istediğim Hititlerden kalma yazılı kayaydı. Köyde yol üstünde orta yaşlarda birini durdurduk ve yadzılı kayayı sorduk. Bize Kalkan Kaya’ya doğru hareket etmemizi söyledi. Ama Yazılı Kaya ile Kalkan Kaya arasında yaklaşık km’lik mesafe var. Yüksek sıcaklık altında Yazılı Kaya’nın yerini tam olarak tespit ettik. Geriye ise kayanın yanına tırmanmak kaldı. Kayanın olduğu yer oldukça dik bir yerde “Bismillah” diyerek terkedilmiş üzüm bahçesinin içinden geçerek Yazılı Kaya’ya doğru hareket etmeye başladım. Tırmanırken değişik bitki ve çiçeklerin varlığına şahit oldum. Bazen yamaç o kadar dikleşiyordu ki dengede durmak çok zorlaşıyordu hatta ayağımın altından kayaların yuvarlandığını görüyordum. Tabi 2800 yıl önce bu yazıyı yazmak için insanlar nasıl bir yol izlediler o da merak konusu.
BU YAZIT DÜNYANIN İLK MADEN RUHSATIDIR
Yolumun üstündeki kayalar bazen değişik hayvan suretini andırıyordu. Zor bir süreçten sonra Yazılı Kaya’nın yanına geldim. Karşımda 2800 yaşında olan bir yazıt duruyordu. Fazlasıyla heyecan verici. Maalesef üzücü bir durumla karşılaştım. Yazıtın hemen altını kazmışlar define bulduklarını düşünmüyorum ama yine de olmaması gereken bir durum. Bu yazıtın replikası İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın İsmail Tecimer tarafından Niğde Müzesi bahçesine yaptırıldı şu an ziyaretçilerini bekliyor. Yazıtta Hititçe bu yazıta zarar verenin lanetleneceği yazmaktadır. Ayrıca bu yazıt dünyanın ilk maden ruhsatıdır.
Alihoca köyünden sonra 1992-93 yıllarında terkedilmiş Tabaklı köyüne geçtim. Köy yüksek bir yere kurulmuş. Çorak bir yerde. Ulaşım ve tarımın yeterince gelişmediği için insanlar köyü terkederek Köşkönü köyüne göçmüşler. Köy terkedildiği için evler bakımsızlıktan yıkılmış durumda ve korku filmini andırıyor. Hatta köyün adı bir ara cinli köye çıkmış. Cinli köy denilmesinin sebebi ise geceleri esinti olunca pencerelerden ıslığı andıran sesler çıkınca bu köyde cin var demişler. Kim bilir bu evlerde ne anılar yaşandı bu evler hangi anlara şahitlik etti? Fotoğraf çektikten sonra toprak yol üzerinden köyden ayrıldık. Bir başka köyde görüşmek dileğiyle.
(Dahi GEDİK/ÖZEL Haber)







