Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelmekte olan C-130 askeri kargo uçağın Gürcistan Azerbaycan sınırında düştüğü bilgisini derin bir üzüntüyle öğrendiklerini belirterek, "Enkaza ulaşma çalışmalarıyla ilgili ülke makamlarıyla koordineli biçimde çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah Bu kazadan en az badireyle çıkarız. Rabbim Şehitlerimize rahmet eylesin. Dualarımızla onların yanında olalım" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Medeniyetimizde Şehir ve Mekan" Temalı Şehircilik Zirvesi ve "Kentkırım Sergisinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk şehircilik tarihine adını altın harflerle yazdıran ve "Bir yapı sadece sağlam olmakla yetinmez, aynı zamanda zarif olmalıdır" diyen büyük usta Mimar Sinan’ın şahsında; eserleri ve fikirleriyle bizlere yol gösteren ecdadımızı bir kez daha burada rahmetle yad ediyorum. Bugün de aynı tasavvurla şehirlerimizin imarına katkı yapan, ihyasına destek olan bilim insanlarımızı, sanatçılarımızı, mühendislerimizi tebrik ediyorum.Şehircilik Zirvesini, gerek biz politika belirleyenler gerekse bu politikaları uygulama merciinde olan kurumlarımız açısından çok kıymetli buluyoruz. Zirvede sunulacak bildirilerin, buradan çıkacak sonuçların şehirlerimize, ülkemize, milletimize yeni ufuklar kazandıracağına inanıyor, zirvemizin başarılı geçmesini can-ı gönülden temenni ediyorum" dedi.
Millet olarak, insanın gönlünü "Beytullah" bilen, evle eşdeğer tutan, gönül yapmayı erdem ve fazilet, gönül yıkmayı ise zulüm ve felaket olarak gören bir anlayışa sahip olunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," "Dostun evi gönüllerdir/gönüller yapmaya geldim" diyen Yunus Emre, aslında bizim mekân tasavvurumuzu da hülasa ediyor.İnancımız, medeniyet birikimimiz ve bunu ifade ettiğimiz dilimiz; yapmak, mamur kılmak, inşa ve ibda etmek merkezlidir. Bunun içindir ki; milletimiz tarih boyunca şehir yıkan bir millet olmamış; tam aksine şehir yapan, şehir kuran, fethettiği şehirlere zarar vermek şöyle dursun, onları eskisinden daha mamur hale getiren bir millet olmuştur" ifadelerini kullandı.
"Şehir, medeniyetinde, bir arada yaşanan mekân olmanın ötesinde, bizatihi kimlik ve kişilik sahibi bir muhatap olarak kabul edilmektedir" diyen Erdoğan, insanın şehre bir kimlik verdiği kadar, şehrin de insana bir kimlik bağışladığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan," Tarihte ilim, kültür, sanat ve edebiyat erbabının şehirleriyle birlikte anılması "hemşerilik" refleksinden ziyade, şehrin insana kimlik kazandıran, işte bu yönünü vurgular" açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin geleneksel şehir mimarisinde insanın kalbinin şehrin kalbiyle, şehrin kalbinin, insanın kalbiyle birlikte attığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Kentimiz kendimizdir" ve kentimizi nasıl gördüğümüz, kendimizi nasıl gördüğümüzün bir nevi aynasıdır. Türk-İslam şehir mimarisinde insanın hakkı gözetilirken; şehirde beraber yaşadığımız küçük canlıların, kuşların, ağaçların, ufkun, gün ışığının hakkı da gözetilmiş, bunlara her zaman riayet edilmiştir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin özellikle de Anadolu’nun dünyada eşi benzeri görülmeyen bir şehircilik tecrübesine sahip olduğunu bildiren Erdoğan,"Bin yıldır yurt tuttuğumuz ve ebediyete kadar yurdumuz olacak bu topraklar, dünya şehircilik ve mimari tarihi açısından bir laboratuvar gibidir.Milletçe; Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde, bir yandan bu mirasın yaşayan yanlarını alarak yeni terkipler oluştururken, diğer yandan da kendi şehircilik anlayışımızı yansıtan yeni şehirler kurarak, coğrafyayı vatana dönüştük.Ecdat fethettiği her beldeyi öncelikle şehir mimarisi açısından ele almış, abat etmiş ve mamur kılmıştır. Batıya ilerleyişimiz, şairin dediği gibi ardında "çil çil kubbeler" serperek bir fetih hareketiyle birlikte bir imar ve inşa hareketi olarak gerçekleşmiştir" dedi.
MİMARİMİZİ YENİDEN MİLLİ ÜSLUPLA BULUŞTURMAK ZORUNDAYIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haçlı işgalinde taş üstünde taş bırakılmayan İstanbul’un yaralarının, fetihten sonra süratle sarıldığı gibi, dünya mimari mirasına, Yahya Kemal’in "Türk İstanbul" olarak adlandırdığı yeni bir İstanbul hediye edildiğini belirterek, "Bakın şurası da fevkalade önemlidir: Ecdat, medeniyet havzası özelliğine sahip, daha öncesinde bir şekilde hanlık merkezi olan başkent karakterli şehirlere şehzade göndermiş, ülke yönetme stajının bir şehri yönetmekten, ülke mamur etme stajının bir şehri mamur etmekten geçtiğini uygulamalı olarak göstermiştir.Nasıl Asya içlerinde kurduğumuz şehirler yerden bitmemişse, nasıl Ahlat birdenbire ortaya çıkmamışsaDünya mimarlık tarihine armağan ettiğimiz Mimar Sinan da hudayinabit değildir; kökleri tarihimiz kadar eski olan kolektif bir şuurun, bir zihniyetin eseri olarak ortaya çıkmıştır. Ev yaparken "Sırtını dağa yüzünü bağa ver" atasözüyle sağlamlığı, ufuk açıklığını, tarım alanlarının korunmasını öğütleyen milletimizin şehircilikte karşılaştığı açmazları iyi değerlendirmek, mimarimizi yeniden milli üslupla buluşturmak zorundayız.Fakat doğrusunu söylemek gerekirse, dünya kültür tarihinde şiir, musiki ve mutfakla birlikte ilk sıralarda yer aldığımız sanatların biri de mimari ve şehircilik iken, maalesef bu mirastan bugün yeterince istifade edemiyoruz" diye konuştu.
"ÇÖP DAĞLARININ CEPHANELİK GİBİ PATLADIĞI BİR ŞEHRİ, TÜRKİYE’DE ÖRNEK GÖSTERİLEN BİR KONUMA GETİRDİK"
Bu zengin mirasın ve müktesebatın rehberliğinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından itibaren şehirleri sadece inşa değil, daha önemlisi ihya etmek için canla, başla çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan," Çöp dağlarının cephanelik gibi patladığı bir şehri, görev süremiz boyunca tüm Türkiye’de örnek gösterilen bir konuma getirdik. Dört buçuk yıl gibi kısa sürede musluklardan temiz su akmaya başladı, kokudan yanına yaklaşılmayan İstanbul Boğazının incisi Haliç temizlendi, çöp dağları kaldırıldı, İstanbul yeniden rahat bir nefes aldı. İnsanı merkeze alan, hizmet ve eser odaklı yerel yönetim vizyonuyla İstanbul’da yaktığımız bu meşaleyi, son 23 senede tüm Türkiye’ye taşıdık. Bir defa şunun bilinmesinde fayda görüyorumHem İstanbul’da emaneti yüklendiğimizde hem de 2002 Kasım’ında tüm Türkiye için kolları sıvadığımızda, karşımızda on yılların birikmiş sorunları vardı" dedi.
Bunların en başında da 1950’lilerde başlayıp 1970 ve 1980’lerde zirveye çıkan düzensiz göç, çarpık kentleşme, gecekondulaşma ve hazine arazilerinin işgali gibi kronikleşmiş sorunlar bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunları görmezden gelmek yerine üzerlerine kararlılıkla gittik. Altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdük. Kentsel dönüşüm ve konut seferberliği ile dirençli kentleşme konusunda tarihi adımlar attık.Karşılaştığımız tüm engellere rağmen 2 milyonun üzerinde bağımsız birimi dönüştürmeyi başardık" ifadelerini kullandı.
TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 750 bin konut ürettiklerini kydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," TOKİ projeleri sayesinde insanımız sadece ev sahibi değil, aynı zamanda iş sahibi oldu, bu projelerde istihdam edildi.Eser ve hizmet siyasetimizle vatandaşlarımızın hayat kalitesini yükselttik.Bunu özellikle şunun için ifade ediyorum: Biz, bu adımları atarken; "kentsel tasarım", "kentsel estetik" veya "kentsel dönüşüm" gibi kavramlar kimsenin gündeminde değildi. Zira o yıllarda başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye’nin şehirleri, henüz en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyordu. Yolların çukurlarla dolu olduğu, temiz suyun evlere ulaşmadığı, şehirlerin adeta kaderine terk edildiği günlerden bahsediyoruz .Bugün, şehirlerimizi geleceğe hazırlayan onlarca reformumuz sayesinde artık çok farklı bir noktadayız. Yeni nesil şehircilik anlayışımızın gerektirdiği altyapı yatırımlarının büyük kısmını tamamlamış bir Türkiye’ye kavuştuk. Bölünmüş yollarla birbirine bağlanan şehirlerimizleDağları delen tünellerimizleKıtaları birleştiren köprülerimizleDünya ölçeğinde havaalanlarımızlaYüksek standartlarda spor tesislerimizleDünyada örnek gösterilen şehir hastanelerimizle81 ilimize kazandırmakta olduğumuz millet bahçelerimiz ve daha nice eserimizle 23 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir yerdeyiz" diye konuştu.
Şehircilik vizyonlarını sürekli ileriye taşıdıklarını köklerden beslenerek özgün ve yenilikçi projeleri hayata geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eşim Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projemizle 81 şehrimizde tasarruf kültürünü olabildiğince yaygınlaştırıyoruz. Geçtiğimiz aylarda yürürlüğe giren İklim Kanunu ile doğa dostu, çevre dostu yeni bir ekonomik modele geçişin altyapısını kuruyoruz. Bir taraftan 6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirlerimizi tekrar ayağa kaldırırken, diğer taraftan da vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını giderecek projeleri devreye alıyoruz. 81 ilimizde inşa edeceğimiz 500 bin sosyal konut projemizin başvuruları dün itibarıyla başladı. Vatandaşlarımız projemize gerçekten büyük ilgi gösteriyor. Milletimizin ev sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz. Yine ilk kez İstanbul’da hayata geçireceğimiz kiralık konut uygulamamızla enflasyonu körükleyen kira fiyatlarını dengelemeyi arzu ediyoruz" açıklamasını yaptı.
(İHA)




