Hakikat Yolunda İki Örnek

Abone Ol

Yapılan araştırmalara göre dünyada yaklaşık beş bin farklı din bulunmaktadır. Buna çeşitli felsefi görüşleri ve dinlerin içindeki mezhepleri de eklersek bu sayı daha da artar. Bunlardan üçü –Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam- ilahi (semavi) dinlerdir. Ne var ki Yahudilik ve Hristiyanlık zaman içinde insanlar tarafından tahrif edilmiş (bozulmuş), İslam ise kıyamete kadar korunmuş yegâne hak din olarak kalmıştır. Bu gerçeğe işaret eden o kadar çok delil ve belge vardır ki… Ancak insanlardaki kibir, haset ve önyargılar çoğu zaman bu hakikati kabul etmelerine engel olur. Özellikle Batı dünyasında küçük yaştan itibaren İslam hakkında verilen yanlış ve çarpıtılmış bilgiler sebebiyle, hakikati bulmaları oldukça zorlaşır. Buna rağmen uzun ve samimi araştırmalar sonucunda bazı insanlar Müslüman olma bahtiyarlığına erişebilmektedir. Bu konuda ciltler dolusu bilgi verilebilir. Ben yalnızca biri Yahudilikten, diğeri Hristiyanlıktan olmak üzere iki çarpıcı örneğe dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Elmalı Tefsiri’nde Ahkaf suresi 10. Ayetin tefsirinde şu rivayet nakledilir: Abdullah b. Selam İslam’a girmek istediğinde Resulullah’a (a.s) şöyle der: “Ey Allah’ın Peygamberi! Yahudiler bilir ki ben onların en âlimlerindenim, babam da öyleydi. Şimdi ben şehadet ediyorum ki sen Allah’ın hak peygamberisin ve onlar da seni Tevrat’ta yazılı bulmaktadırlar. Şu şu kişileri çağır, beni evinde gizle, önce benden ve babamdan haber sor. Benim onların en âlimi olduğumu söyleyecekler. Sonra ben gizlendiğim yerden çıkar, senin hak peygamber olduğunu ve onların bunu Tevrat’ta gördüklerini açıklarım.” Resulullah (a.s) dediğini yapar, Abdullah’ı evde gizler ve Yahudilerden bazılarını çağırır. Onlara sorar: Abdullah b. Selam sizce nasıl biridir?” “En âlimimizdir, babası da en âlimlerimizdendi” derler. “Ya Müslüman olduysa?” diye sorunca üç defa: “Asla, olmaz!” cevabını verirler. Bunun üzerine Peygamberimiz Abdullah’ı çağırır. Abdullah çıkar ve yüksek sesle şöyle der: “Ben şahitlik ediyorum ki sen Allah’ın Resulüsün! Onlar seni yanlarındaki Tevrat’ta yazılı olarak buluyorlar. Sen hidayet ve hak din ile gönderildin!” Yahudiler şaşkınlık ve öfkeyle: “Bunu senden beklemezdik ey Abdullah b. Selam!” diyerek küfredip çıkarlar. (Elmalı Tefsiri, 7. Cilt, s. 99-100) İkinci Örnek, Hristiyan bir rahiple ilgili. Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir haberde şöyle deniyordu: “ 45 yılını kiliseye adayan Avustralyalı Ortodoks rahip Gould David Müslüman oldu.” David’in İslam’a uzanan olağanüstü yolculuğu, bir yakınının cenazesi için Perth şehrine yaptığı seyahatte başlar. Kaldığı otel, şehrin ana camisine sadece 150 metre uzaklıktadır. Bu tesadüf hayatının dönüm noktası olur. Caminin önünden geçerken içinde karşı konulmaz bir ziyaret arzusu duyar. Eski rahip, sonradan yaşadıklarını şöyle anlatır: “Bir Ortodoks rahip olarak cami avlusuna gittim. Orada oturdum, imamla tanıştım ve bana bir Kur’an verdi. Otele döndüm, secdeye kapandım ve Allah’tan mutlak hakikati bana göstermesini niyaz ettim. Şöyle dua ettim: ‘Allah’ım, bana göster: İslam hak mı, batıl mı? Hristiyanlık doğru mu, değil mi? Secdede uzun uzun yalvardım… Sonra oturdum ve Kur’an’ı okumaya başladım. Aklen ve kalben hissettim ki, bu gerçekten Allah’ın kelamıydı. Kur’an’ı bambaşka gözlerle okudum. O anda anladım ki bu mutlak hakikatti ve artık bunu

görmezden gelemezdim. Döndüğümde eski hayatıma devam edemezdim. Piskoposuma bir mektup yazdım ve o mektupta şehadetimi bildirdim: ‘Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resuluh. Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed (a.s) O’nun kulu ve son resulüdür. Bu, son mesajdır. Artık buna itaat etmekten başka çarem yoktur. Kur’an’ı görmezden gelemezdim. Allah’ın üç olmadığını, eşi ve oğlu olmadığını, bir ve tek olduğunu görmezden gelemezdim.’” Allah cümlemizi hakikate eren ve erdirilen kullarından eylesin. (Âmin)

{ "vars" : { "gtag_id": "G-815M9GDBNG", "config" : { "G-815M9GDBNG": { "groups": "default" } } } }