CENNETİ KAZANMA KILAVUZU-1

Abone Ol

Her müminin hedeflerinin başında nimetler yurdu cennete girmek vardır. Ancak hedefe nasıl ve hangi yolla ulaşacağını bilmeden yola çıkmak samanlıkta iğne aramak gibidir. Bu sebeple nerede ve nasıl olunursa olunsun doğru, güvenilir ve hedefe doğrudan ulaştıracak bir kılavuz gereklidir. Bu yazı serimizin temel amacı da ahiret hayatında mutlu sona ermek isteyen kişilere sahih bilgiler eşliğinde bu hususta rehberlik etmektir.

Allah herkese hak ettiği neyse onu veren âdil, bazen de hak ettiğinden daha fazlasını veren vehhâptır. Cehennem Allah’ın adaleti sonucunda hak edenlerin yaşayacağı bir yerdir. Cennet ise Allah’ın bir lütfu ve ikramı olarak yapılan güzel işlere verilecek fazladan bir karşılıktır. Yapılan belli başlı, sayılı ibadetlerin sayıya gelmeyecek ebedi nimetlerle mükâfatlandırılması başka ne ile açıklanabilir?

Nerede olunursa olunsun ebedi hayatta mutlu sona ermenin üç temel unsuru vardır: İman, ibadet ve ahlak. Bu üç unsur bir tespihin taneleri, bir tarağın dişleri gibi birbirine bağlıdır. Biri olmadan diğeri ya hiç yoktur ya da eksiktir. Bunlardan herhangi birinin olmaması ahiret mutluluğunu, oradaki güzel nimetleri, cenneti kaybetmek demektir. Bu üç temel içerisinde en önemli olan ise elbette imandır. İnsanın dünyada da ahirette de kurtuluşa ulaşabilmesi için nerede olursa olsun, hangi şartlar altında yaşarsa yaşasın önce imanlı olması gerekmektedir.

İman; inanmak, onaylamak, doğrulamak, kabullenmek, güvenmek, güven vermek anlamlarına gelen bir kelimedir. Mümin kelimesi ise Allah’a ve O’nun inanılmasını istediği her şeye inanan, bunları kabul eden, Allah’a güvenen ve insanlara da güven veren kişidir.

İman cennetin anahtarıdır ki Sahih-i Müslim’de geçen bir hadiste Peygamberimiz bunu şu sözüyle açıklamıştır: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınızda aranızda sevgi oluşturacak bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yaygınlaştırın.”

İman kalp ile ilgili bir meseledir. Yani iman eden aslında kalptir. Rabbimiz Maide suresinin 41. ayetinde kalpleriyle iman etmediği halde dilleriyle inandık diyenleri eleştirmiş, Peygamberimiz kalbinde zerre kadar iman olanın cehennemde kalmayacağını müjdelemiştir. Sahih-i Buhari’de zikredilen hadiste “Cennet ahâlîsi cennete, ateş ahâlîsi de ateşe girdikten sonra Yüce Allah: Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığınca îmân varsa ateşten çıkarınız, diye emreder.” denileceği müjdelenmiş, diğer bir hadiste ise “Kalbinde hardal tanesi kadar iman

olan hiç kimse cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan hiç kimse de cennete giremez.” denilmiştir.

Kalben inanmadıkları halde diliyle inandım diyenler ise münafık vasfını alır. Hem kalp hem de dil ve fiil ile inanmayanlara da kâfir denilir.

İmanın asıl yerinin kalp olmasına istinaden bir kişide imanın olup olmadığını ya inancını açıkça söylemesi ya da iman sahibi olduğuna delalet eden işler yapmasıyla anlayabiliriz.

İmana delalet eden ve iman etmemiş birini iman dairesine dahil eden cümle “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasuluh” cümlesidir. Bu cümle “Allah’tan başka bir Allah olmadığını, Hz. Muhammed’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğunu kabul ederim.” demek olan şehadet cümlesidir.

Ayrıca bir kişinin gerçekten mümin olduğuna kanaat ettirecek en önemli fiil namazdır. Çünkü Peygamberimiz mümin ile kâfir arasındaki en önemli farkın namaz olduğunu vurgulamıştır. Dolayısıyla bir kişiden şehadet cümlesi duyulmuş, imansızlığına dair bir sözüne veya hareketine rastlanmamış ve özellikle namaz kılmak, kurban kesmek gibi müminlerin yaptığı işler görülmüşse o kişinin Müslümanlığında şüphe edilmemesi gerekir.

Hiç kimsenin kalbini açıp bakamayacağımız için diliyle söylemese ve fiille de bunu göstermese bile ona “Sen mümin değilsin, kâfirsin.” diyemeyiz. Sahih-i Müslim’de geçen diğer bir hadiste Peygamberimiz bu konuda uyararak şöyle demiştir: “Bir kişi kardeşine kâfir dediği zaman ikisinden biri bu sözü üzerine almış olur. Söylediği kişi gerçekten kâfir ise küfür onda kalır, değilse söyleyen kişiye geri döner.”

Allah kalplerimizde imanı sağlamlaştırsın. Nerede ve hangi şartlar içerisinde olursak olalım imamlı bir yaşam ve imanlı bir son versin. Kalplerimizi doğru yola ulaştırdıktan sonra bir daha eğriltmesin. İmanımız vesilesiyle bizi cennetine alsın.

{ "vars" : { "gtag_id": "G-815M9GDBNG", "config" : { "G-815M9GDBNG": { "groups": "default" } } } }